Avrupa Parlamentosu ve Komisyonu'nun 1896/2006 sayılı ve 12.12.2006 tarihli Avrupa İlamsız İcra Usulü Hakkında Tüzüğü (AİİT) resmî gazetede yayımlanmış olup, tüzüğün başlıca hükümleri üye devletler bakımından 12.12.2008 tarihinden itibaren etki edecek şekilde, doğrudan doğruya ve bağlayıcı olarak yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. Bahsi geçen tüzükle amaçlanan, Avrupa bazında ortak bir ilamsız icra prosedürü ile sınır ötesi, çekişmesiz ve belirli olan para alacaklarının ilâma bağlanması yoluyla borçlulardan tahsil edilebilmesini sağlamaktır. Avrupa ilamsız icra usulü, alacaklıya, sınır aşan hukuki ve ticari işlemlere konu olan alacağına ilişkin Avrupa ödeme emri çıkarttırması ve bunun cebri icrasını sağlaması için sunulmuş ek bir imkândır. Bu usul, tüm taleplerin, beyanların ve kararlar için önemli tüm dillerde hazırlanmış bulunan matbu formların kullanılması suretiyle kolaylaştırılmıştır. Avrupa ilamsız icra usulü tek aşamalı olarak düzenlenmiştir. Çünkü bu usulde, Avrupa ödeme emri isimli tek bir mahkeme kararının tebliğ edilmesi söz konusudur. Bunun yanı sıra, borçlunun da hukuki çare olarak başvurabileceği tek bir itiraz yolu öngörülmüştür. Cebri icrası mümkün olan Avrupa ödeme emri, tüm üye ülkelerde ek bir tanıma usulüne ihtiyaç duyulmaksızın doğrudan doğruya uygulanmaya elverişli bir ilâm olarak kabul edilmektedir. İşbu makalede, Avrupa İlamsız İcra Tüzüğü kapsamında gerçekleştirilecek tahsil işlemleri için gerekli hukuki prosedürler incelenecektir.
Avrupa İlamsız İcra Usulünün Uygulanabildiği Alanlar 1. Hukuki ve Ticari İşlemlerden Kaynaklanan Sınır Ötesi Uyuşmazlıklar Avrupa İlamsız İcra Tüzüğü'nün 2. maddesinin birinci fıkrası uyarınca Avrupa ilhamsız icra usulü sadece hukuki ve ticari işlemlerden kaynaklanan sınır ötesi uyuşmazlıklar hakkında uygulanır. Uygulamada yargı türünün herhangi bir önemi bulunmamaktadır. Söz konusu uyuşmazlık genel mahkemelere ya da iş mahkemelerine konu olmuş bir uyuşmazlık olabilir. Sınır ötesi hukuki uyuşmazlıklar, taraflardan en az birinin yerleşim yeri ya da mutat meskeni başvurulan mahkemenin bulunduğu ülkeden başka bir üye ülkede ise Avrupa İlamsız İcra Usulü Tüzüğü bağlamında
(AİİT m.3/1) değerlendirilmektedir. Yerleşim yeri ya da mutat mesken, Tüzüğün 59 ve 60. maddeleri uyarınca
AİİT m.3/2'ye göre tespit edilir. Uluslararası hukuki uyuşmazlıklara ilişkin meselelerin tamamında Avrupa İlamsız İcra Usulü Tüzüğü uygulanamamaktadır. Sınır aşan hukuki ve ticari işler bakımından, söz konusu tüzüğün uygulanma alanlarına ilişkin birtakım istisnalar
(m.2, II) öngörülmüştür. İstisna olarak değerlendirilen uyuşmazlıklar, evlilik mal rejimine, miras hukukuna, iflas ve aciz tasfiyesine, sosyal güvenlik hukukuna ilişkin meselelerdir. Tüzük kapsamında değerlendirilebilecek geriye kalan meseleler yalnızca hukuki ve ticari işlem kaynaklı sözleşmeye dayanan, borç ilişkilerinden doğan alacak talepleridir. Eğer sözleşme dışı borç ilişkilerine dayanan talepler, taraflar arasındaki bir sözleşmenin ya da borç ikrarının konusu ise; ya da taşınmaz üzerindeki müşterek mülkiyetten kaynaklanmakta ise Avrupa ilamsız icra usulü geçerlidir.
2. Belirli Para Alacakları AİİT m. 4 uyarınca, Avrupa ilamsız icra usulü ancak miktar olarak belirli ve Avrupa ödeme emrinin çıkarılmasına yönelik müracaatın yapıldığı anda muaccel olan para alacaklarının icrası hakkında uygulanabilmektedir. Bu hususta, Avrupa İlamsız İcra Usulü Tüzüğü kapsamında para alacakları bakımından herhangi bir üst sınır belirlenmemiştir.
Avrupa İlamsız İcra Takibinde Yetkili Mahkemeler İcra mahkemelerinin uluslararası yetkisi,
AİİT md.6,1 uyarınca ilke olarak tüzük hükümlerine göre belirlenmektedir. Bahsi geçen Tüzüğün 2. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, yerleşim yeri üye ülkelerden birinin egemenlik alanı içinde bulunan bir kişiye karşı yapılacak takipler bakımından onun vatandaşlık durumuna bakılmaksızın üye ülkenin mahkemeleri yetkili olmaktadır.
Talep edilen alacak, bir sözleşmeden doğmaktaysa ve sözleşmenin borçlusu da bir tüketici konumunda ise sadece tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu üye ülkenin mahkemeleri
(AİİT m. 6/II) uluslararası yetkiye sahip sayılmaktadır. Bu düzenleme, tüketicinin korunmasına hizmet etmektedir. Böylelikle tüketicinin başka bir üye ülkenin mahkemesi önünde savunma yapmaya zorlanması engellenmektedir. İcra mahkemesinin maddi bakımdan, yerel ve fonksiyonel yetkisi AİİT'de düzenlenmemiştir. Bundan dolayı, bu yetkiler, mahkemeleri uluslararası yetkiye sahip üye ülkelerin ulusal hukukuna göre belirlenmektedir.
Avrupa İlamsız İcra Takibine Başvuru ve Avrupa Ödeme Emri Avrupa ilamsız icra takibi ancak başvuru üzerine başlamaktadır. Başvuru için muhakkak Avrupa İlamsız İcra Tüzüğünün ekinde yer alan Örnek-A matbu formunun kullanılması gerekmektedir
(AİİT m. 7/ I). Avrupa ödeme emrinin çıkarılabilmesi için usulüne uygun olarak talepte bulunulmalıdır. Başvuruda bulunması gereken zorunlu unsurların nelerden oluştuğu
AİİT m. 7/ II'de yer almaktadır. Buna göre, başvuru, diğerlerinin yanı sıra, aşağıdaki bilgileri içirmek zorundadır:
• Alacağın miktarı (asıl alacak, faizler, sözleşme cezası ve masraflar),
• Alacağın istinat ettirildiği olay ve uyuşmazlık konusu hakkında bilgi,
• Alacağın mevcudiyetini ortaya koymaya yarayan delillerin nelerden ibaret olduğu (Delillerin eklenmesine gerek yoktur.)
• Alacaklı ayrıca elinden geldiğince sahip olduğu bilgileri açıkladığı ve kasten verdiği hatalı bilgilerden dolayı menşe üye ülkenin hukukunda öngörülen yaptırımları kabul ettiğini beyan etmelidir (AİİT m. 7, III).
Avrupa İlamsız İcra Usulü Tüzüğü 7. Maddesinin 5. Fıkrası gereğince, söz konusu başvuru bir dilekçeyle ya da yetkili olan üye ülke hukukunda kabul edilen elektronik iletişim sistemiyle gerçekleştirilebilmektedir. Başvuru muhakkak imzalanmalıdır. Eğer başvuru elektronik olarak yapılıyorsa, başvuruya muhakkak elektronik imza eklenmelidir. Üye ülkelerinin tümünün dillerinde matbu formlar hazırlanmıştır. AİİT'de başvurunun belirli bir dilde yapılması zorunluluğu öngörülmemiştir. Bundan dolayı, burada belirleyici olarak ulusal hukuklar ele alınmaktadır. Avrupa ödeme emrinin çıkarılması için başvuru yapılırken tahakkuk eden mahkeme masraflarının da ödenmesi gerekmektedir.
Avrupa İlamsız İcra Usulü Tüzüğü 8.maddesi gereğince, İlamsız icra yolu için başvurulan mahkeme, başvurunun AİİT'nin uygulanma kapsamında bulunup bulunmadığını, kendisinin yetkili olup olmadığını ve AİİT m. 7'de öngörülmüş bulunan şekil şartlarının yerine getirilmiş olup olmadığını incelemektedir. Mahkeme, ayrıca, talebe konu alacağın haklı olup olmadığını da incelemektedir. Talep doğrultusunda mahkeme bir karar vermek durumundadır.
Avrupa ödeme emri çıkartılmasına yönelik talep hakkında verilen mahkeme kararı aşağıdaki şekillerde olabilir:
1. Düzeltme İmkânının Sunulması
Eğer başvuru
AİİT m. 7'de sayılan şekle ve içeriğe ilişkin tüm şartları karşılamıyorsa
AİİT m. 9, özel bir düzeltme usulü öngörmüştür. Buna göre icra mahkemesi başvuruyu derhal reddedemez. Aksine o, alacaklıya, belirlediği uygun bir süre içerisinde başvurusunu tamamlaması ya da düzeltmesi için olanak tanımaktadır. Düzeltme yine matbu formlar ile yapılmaktadır. Bunun için mahkeme AİTT Ekindeki Örnek-B'yi kullanmak durumundadır.
2. Başvurunun Değiştirilmesi Daveti
Eğer başvuru koşulları sadece ileri sürülen talebin bir kısmı için karşılanmışsa, mahkeme, alacaklıyı bundan haberdar etmektedir. Bunun için AİİT Ekinde yer alan Örnek-C kullanılır
(AİİT m. 10, I). İcra mahkemesi, alacaklıdan, ödeme emrinde gösterilen kısmi meblağı kabul ya da reddetmesini beklemektedir. Alacaklı, cevabını matbu formu, mahkeme tarafından tayin edilen süre içerisinde mahkemeye geri göndermek suretiyle verir ve mahkemenin önerisini kabul ederse, mahkeme, alacaklı tarafından kabul edilen meblağı esas alarak Avrupa ödeme emri çıkarır. Talebin geri kalan kısmının akıbeti üye ülkenin hukukuna göre tayin olunur. Buna karşılık, alacaklı, mahkemenin davetini reddeder ya da bu davete icabet etmez ise mahkeme, Avrupa ödeme emri çıkartılması talebini tamamıyla reddeder
(AİİT m. 10, III). Alacaklıya kendisine gönderilen Örnek-C ile bu hukuki sonuç hakkında bilgi verilir.
(AİİT m. 10, I, c. 2)