27.03.2020 tarihli ''COVID-19 Pandemi'nin Sözleşme Hukuku Üzerindeki Etkisi'' adlı makalemizde de belirtmiş olduğumuz gibi, yaşadığımız dönemde sözleşmelerin yapıldığı sırada öngörülemeyecek ve olağanüstü bir durumdan kaynaklanarak sebebiyet verdiğini, borçlunun bunun kendisinden kaynaklanmadığını ve beklenmeyen bir durumdan ortaya çıktığını, sözleşmenin yapıldığı sırada var olan şartları kendisi aleyhine, kendisinden ifa beklenemeyecek şekilde ağırlaştırdığını ileri sürerek uyarlama talep edebilecektir.
Ancak kiralananı hazır bulundurma borcunun imkansızlaşmadığının, dolayısıyla kiracının kira bedeli ödeme borcunun devam ettiğinin söylendiği durumlarda kiracıya tanınan TBK m.138'e başvurma imkânı, geçici imkansızlığın bulunduğunun söylendiği hallerde kira bedelinden geçici bir süre mahrum kalacak kiraya veren için söz konusu olmayacaktır. Bu halde kiraya verenin elinde sadece TBK m.331 kozu kalmaktadır. TBK m.331'e göre;
''Taraflardan her biri, kira ilişkisinin devamını kendisi için çekilmez hâle getiren önemli sebeplerin varlığı durumunda, sözleşmeyi yasal fesih bildirim süresine uyarak her zaman feshedebilir. Hâkim, durum ve koşulları göz önünde tutarak, olağanüstü fesih bildiriminin parasal sonuçlarını karara bağlar.'' Söz konusu durum adaletsizlik sağlayacağı aşikâr olsa dahi buna karşı alınabilecek herhangi bir önlem bulunmamaktadır. Geçici imkânsızlık sebebi ile sözleşmesel yükümlülüklerin o süre zarfında askıya alınacak olmasından ötürü kira bedelinden bu süreç ortadan kalkıncaya kadar mahrum kalacak olan kiraya veren, bu süre zarfında herhangi bir şekilde tasarruf edemeyecektir. İşbu sebep ile, izlenebilecek yol kiraya verenin kiracıya, uyarlamayı kabul etmesi ya da sözleşmeyi feshetmesine dair bir seçimlik hak sunabileceğini kabul etmesi olacaktır. Aksi halde, sözleşme tarafları açısından zarar oluşacaktır.
I. 7226 Sayılı Kanun'un Geçici 2. Maddesi dahilinde 2279 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı'nın Kira Bedellerinin Ödenmesine Etkisi 26.03.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7226 Sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un "Geçici Madde 2" hükmüne göre;
"1/3/2020 tarihinden 30/6/2020 tarihine kadar işleyecek iş yeri kira bedelinin ödenememesi kira sözleşmesinin feshi ve tahliye sebebi oluşturmaz." şeklinde hüküm oluşturulmuştur. Kanun hükmünün sadece işyeri kira bedelleri açısından uygulama alanı mevcuttur. Hüküm, çatılı veya çatısız işyeri ayrımı yapmadan bütün işyeri kira sözleşmelerinde uygulama alanı bulacağını ifade etmektedir. Buna ek olarak, hüküm kira bedellerinin ödenmemesine ilişkin olmayıp sadece ödenmemesi durumunun fesih veya tahliye sebebi olmayacağına ilişkindir. Makalenin devamında sözleşmenin feshi ve tahliye sebebine ilişkin değerlendirme yapılacaktır.
i. Sözleşmenin Feshi Durumu Sözleşmenin feshi, Türk Borçlar Kanunu'nun 315'inci maddesinde düzenlenmiştir. İlgili maddeye göre;
"Kiracı, kiralananın tesliminden sonra, muaccel olan kira bedelini veya yan gideri ödeme borcunu ifa etmezse, kiraya veren kiracıya yazılı olarak bir süre verip, bu sürede de ifa etmeme durumunda, sözleşmeyi feshedeceğini bildirebilir." Şeklinde düzenlenmiştir. Kural olarak kira sözleşmesinde kiracının borcu asli olarak kira bedelinin ödenmesi olduğu TBK'da ilgili maddelerde belirtilmiştir. Kiracının asli borcu olan kira bedelini ödemede gecikmesi, sürekli borç ilişkisi içinde kira sözleşmesinin kiraya veren tarafından feshedilmesini ortaya çıkarabilecektir. 7226 Sayılı Kanun'un Geçici madde 2 hükmü ile, TBK'nın 315.maddesi önemini 01.03.2020 ile 30.06.2020 tarihleri arasında işyeri kiralarında uygulanamaz hale gelecek ve kiraya veren kira sözleşmesini feshedemeyecek durumda olacaktır.
ii. Tahliye Durumu 7226 Sayılı Kanun'un Geçici madde 2 hükmü gereği, bahsedilen durumun Türk Borçlar Kanunu'nun 352. Maddesi'nin 2.fıkrası uyarınca söz konusu olabileceği şeklinde yorumlamak daha doğru olacaktır. TBK m.352/2 uyarınca;
''Kiracı, bir yıldan kısa süreli kira sözleşmelerinde kira süresi içinde; bir yıl ve daha uzun süreli kira sözleşmelerinde ise bir kira yılı veya bir kira yılını aşan süre içinde kira bedelini ödemediği için kendisine yazılı olarak iki haklı ihtarda bulunulmasına sebep olmuşsa kiraya veren, kira süresinin ve bir yıldan uzun süreli kiralarda ihtarların yapıldığı kira yılının bitiminden başlayarak bir ay içinde, dava yoluyla kira sözleşmesini sona erdirebilir.'' TBK m.352/2 ile kiraya veren, özellikle uzun süreli kira sözleşmelerinde, sürekli olarak borcunu zamanında ödemeyen kiracıya karşı, kira süresinin sonunu beklemeksizin tahliye imkanına sahip olacak iken, 7226 Sayılı Kanun'un Geçici madde 2 hükmü gereği 01.03.2020 ile 30.06.2020 tarihleri arasında işyeri kiraları konusunda tahliye işlemlerinin gerçekleştirilemeyeceği belirtilmiştir.
iii. İş Yeri Kira Bedellerinin Ödenip-Ödenmemesi Durumunun Değerlendirilmesi 7226 Sayılı Kanun'un Geçici 2. Maddesi ve 2279 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı'nın kira bedelleri üzerinde bir etki yarattığı ve bu etkinin iş yeri kira bedellerinin ödenip ödenmemesi hususunda değerlendirilme gereği ortaya çıkmıştır. 7226 Sayılı Kanun'un Geçici 2. Maddesi uyarınca, iş yeri kira bedellerinin ödenmesini engelleyen bir ifade mevcut değildir. Aksine, ödenmemesi durumunda alınacak önlemler ve hususlar belirtilmiştir. Kiracı, kira bedeli borçlusu, kiraya veren de kira bedeli alacaklısı olmaya devam edecek ve alacak hakkına sahip olan kiraya veren ödenmeyen kira bedellerini faizi ile birlikte talep edebilecektir. İş yeri kiralarının ödenmediği durumlarda düşünülmesi gereken durum, kiraya verenin ihtar çekerek uygulayabileceği tahliye talepli icra takibi iken 2279 Sayılı 22.03.2020 tarihli İcra ve İflas Takiplerinin Durdurulması Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararı'na göre (22.03.2020, RG 31076) "Ekli 'İcra ve İflâs Takiplerinin Durdurulması Hakkında Karar' yürürlüğe sokulmuş ve ilgili hüküm gereği;
'
'MADDE 1 - (1) COVID-19 salgın hastalığının ülkemizde yayılmasını önlemek amacıyla alınan tedbirler kapsamında; bu Kararın yürürlüğe girdiği tarihten 30/4/2020 tarihine kadar, nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere, yurt genelinde yürütülmekte olan tüm icra ve iflas takiplerinin durdurulmasına ve bu çerçevede taraf ve takip işlemlerinin yapılmamasına, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınmamasına ve ihtiyati haciz kararlarının icra ve infaz edilmemesine karar verilmiştir." Görüldüğü üzere, 2279 karar sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine göre; COVID-19 salgın hastalığının yayılmasını önlemek amacıyla alınan tedbirler kapsamında; bu Kararın yürürlüğe girdiği tarihten 30/4/2020 tarihine kadar, nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere, yurt genelinde yürütülmekte olan tüm icra ve iflas takiplerinin durdurulmasına ve bu çerçevede taraf ve takip işlemlerinin yapılmamasına, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınmamasına ve ihtiyati haciz kararlarının icra ve infaz edilmemesine karar verilmiştir. Şunu belirtmek gerekir ki, işyeri kirasının ödenmediği durumlarda kiraya veren 01.03.2020 ile 30.04.2020 tarihleri arasında herhangi bir icra takibi işlemi yapamayacağı gibi ancak 01.05.2020 tarihi itibari ile takip başlatabilecektir. Eklemek gerekir ki, 01.05.2020 tarihi şu an belirtilen süredir. Bu süre uzatılabilecek bir durumda olacağının altını çizmek gerekir. Bu durumda kiraya verenin ödeme emri haricinde ihtar göndermesinin hukuki yararı olmayacağı sonucuna varılabilir. Zira, ihtar ile verilen sürenin sonu itibariyle işyeri kiralarında sözleşmeyi feshedemeyecek olup, bütün kira sözleşmeleri açısından da ödenmeyen kira bedelinin ihtar ile talep edilmesi durumunda kiracının verilen sürede kira bedelini ödememesinin herhangi bir yaptırımı olmayacaktır.
30.04.2020 tarihinden sonra, kira bedelinin ödenmesi için kiraya veren Türk Borçlar Kanunu'nda yer alan süreleri uygulayarak kiranın ödenmesini talep edebilir konumda olacaktır. TBK madde 315'e göre;
''Kiracıya verilecek sürenin az on gün, konut ve çatılı işyeri kiralarında ise en az otuz gündür. Bu süre, kiracıya yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren işlemeye başlar.'' Bu husus dikkate alınır ise, konut ve çatılı işyeri kiralarında süre 30 gün olup, kiraya veren kiracıya yazılı bildirimi yapmasını takiben 30 günlük süre işlemeye başlayacaktır. İşyeri kira sözleşmelerinde, kiracı ilk olarak kira bedelini ödeme istemesi halinde 30 günlük sürenin bitimine kadar faizleri ile birlikte kira bedelini ödemesi gerekmektedir. Eğer kira bedelini TBK m.315'e göre belirlenen sürede de ödemedi ise, kiraya veren tarafından uygulamaya koyulan icra takibine müteakip kesinleşme gerçekleşerek takip devam edecektir. Zira, 7226 Sayılı Kanun'un Geçici 2. Maddesi gereği TBK m.315'e dayanarak kiraya veren kira sözleşmesini feshedemeyecektir.
Günümüzde COVID-19 pandemisi sebebi ile, alışveriş merkezlerinin (AVM) kapanması sonucunu doğuran ve alışveriş merkezi bünyesinde yer alan işyerlerinin kapanıp kira bedeli mevzusunun gündeme gelmesi ile mevcut kararların oluşturulduğu düşünülmektedir. Türkiye'de salgın hastalığın hızlı bir şekilde yayılmasını önlemek amaçlı kapatılan alışveriş merkezlerinin ekonomik olarak kesintiye uğrattığı işyerleri büyük ölçüde ifa güçlüğü yaşamaktadır. Bunun sebebi ise, ülke genelinde yer alan ve birden çok lokasyonda mağazası bulunan markaların COVID-19 sebebi ile kapatılma zorunluluğu karşısında kira bedellerinin ödenememesi durumunu ortaya çıkarmıştır. Zira, aynı güçlük kiraya veren açısından da söz konusu olabilecektir. Kiraya veren, kiralananı kira süreleri dahilinde elverişli bulundurmak zorunda olması sebebi ile, kiralananın kapatılması edimini ifa etmekte güçlük çıkartmaktadır. Bu süreçte kiraya veren borcunu ifa edememesi sebebi ile kiracı da borcunu ifa etmekten kaçınabilecektir. İşbu bahsedilen durumlar dikkate alındığında, söz konusu düzenlemelerle hakkaniyete uygun olmayan sonuçların çıkabileceği de göz ardı edilmemelidir. Zira, salgın hastalığın sona ermesi ile ekonominin hemen kaldığı yerden devam edemeyeceği düşünüldüğünde işyerlerinin kazanç elde edip kira bedellerini faizleri ile birlikte ödemesi çok mümkün olmayacaktır. Bu durum özellikle küçük veya orta büyüklükte olan şirketlerin işyerleri için geçerli olacaktır. Büyük şirketlerin bu gibi durumlara karşı halihazırda acil durum planı olacağı düşünüldüğünde küçük veya orta büyüklükteki şirketlerin işyerleri daha adaletsiz bir durumla karşılaşabileceklerdir. Detaylı bilgi ve danışmanlık hizmeti için aşağıdaki bilgiler vasıtasıyla bizimle iletişime geçebilirsiniz.