COVID-19 salgını nedeniyle güçleşen ticaret dünyasında pek çok şirket önümüzdeki aylarda tasfiye bakımından zorluklar ile karşı karşıya kalma durumundadır. Bununla birlikte, şirketlerin durgun ticaret ortamında rekabetçi kalmalarını sağlamak için yeniden yapılandırma seçeneklerini düşünmeye başlaması gerekecektir.
Geçtiğimiz hafta 26 Haziran 2020 tarihinde yürürlüğe giren "Kurumsal Tasfiye ve Yönetim Yasası 2020" (Corporate Insolvency and Governance Act 2020), hem kısa vadeli tasfiye sağlamak hem de finansman gerekliliklerini yerine getirmek ve şirketlere rekabet avantajı katmak için bilanço yeniden yapılandırmalarını kolaylaştıracak bir yeniden yapılandırma aracı ortaya koymaktadır. Söz konusu olan yasa tasarısı, COVID-19 krizi boyunca ticaretin devam etmesini desteklemek için diğer geçici tedbirlerle birlikte uygulanacaktır.
20 yıl içinde İngiliz iflas mevzuatındaki en büyük değişikliğe neden olan yasa tasarısı, mevcut rejimde kalıcı ve geçici olmak üzere iki tür değişiklik getirmiştir.
Kalıcı değişiklikler arasında icra takibi ve haciz işlemlerine ilişkin olarak yeni bir moratoryum (borçların ertelenmesi), yeniden yapılandırma süreci ve tedarikçilerin iflas hükümlerine dayanarak sözleşmeyi feshetmelerini önleme imkânı yer almaktadır.
Geçici değişiklikler arasında ise haksız ticaret nedeniyle şirketin geçici olarak askıya alınması imkânı belirtilmiştir.
Moratoryum, belirli alacaklıların icrasının veya diğer yasal işlemlerin bir yeniden yapılandırma veya iflas sürecini rahatça uygulayabilmek amacıyla belirli bir süre için kısıtlandığı bir mekanizmadır. Kural olarak 20 iş günü sürecek olup bu süre daha sonra alacaklının rızası aranmaksızın 20 iş günü daha veya alacaklıların rızası alınmak suretiyle ya da mahkeme kararıyla 1 yıl daha uzatılabilmektedir. Şayet şirket bir uzlaşma, anlaşma veya iflas sürecine (yönetici atama maksadının bildirilmesi, tasfiye vb) girdiği takdirde moratoryum kendiliğinden sona erecektir.
Yeniden Yapılandırma Süreci Öncelikle bu plan esnek bir araç olarak düzenlenmiştir. Bu araçtaki tek sınırlama, önerilen yenilen yapılandırma planının şirketin mevcut veya potansiyel mali sıkıntılarını belirtmesi gerektiğidir. Plan; finansman üzerindeki vade tarihlerinin ertelenmesi, para işlemlerinin değiştirilmesi ve genişletilmesi, hisse/sermaye için borç takası (debt for equity swap) ve piyasadaki sözleşmelerin fiili piyasa oranlarını yansıtacak şekilde değiştirilmesi gibi kapsamlı bir yeniden yapılandırma çözümleri içerebilmektedir. Tıpkı İngiliz Düzenleme Şeması gibi, bu yeni plan da pay sahiplerinin zorunlu çoğunluğunun desteklediği bir yeniden yapılandırmanın tüm alacaklılara ve hissedarlara uygulanabileceği bir mekanizma sağlamaktadır.
Yeniden Yapılandırma Planı üç aşamadan oluşmaktadır:
1. İlk olarak, yargı yetki sınırlarının ve pay sahipleri sınıf yapılarının dikkate alındığı bir toplanma duruşması yapılmakta ve Mahkeme, yeniden yapılanma planından etkilenen her sınıf için oy kullanma toplantılarının toplanmasına ilişkin karar vermekte,
2. Daha sonra pay sahipleri sınıfları yeniden yapılanma planında oy vermek için toplanmakta,
3. Ve son olarak da Mahkeme'nin, yeniden yapılanma planını onaylamak için kendi takdir yetkisini kullanıp kullanmayacağına karar vermeden önce adalet konularını ve yasal gerekliliklerin yerine getirilip getirilmediğini değerlendirdiği bir yaptırım duruşması gerçekleştirilmektedir.